Çivi yazısı
ilk yazı türü / From Wikipedia, the free encyclopedia
Çivi yazısı,kilden yapılma taş tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir.[1]
İfade edilmek istenen kavramlarda, var olan kayıt sisteminin yetersiz kalması, yazının gelişmesinde çok önemli bir adım atılmasına neden oldu. Bu, kullanılan dilin, ilk olarak aktif bir biçimde yazıya geçirilmesi olayıdır. Bu aşamada, Sümer dilinin çoğunlukla tek heceli sözcüklerden oluşmasının da büyük payı vardır. Böylece, çizilen her işarette, tasvir edilen nesne değil, bu sözcüğün ses değeri ön plana çıkarılmıştır. Örneğin, Sümerce "dağ" sözcüğü /KUR/, "su" /A/, "ağız" ise /KA/ olarak okunurdu. "KUR.A.KA" diye özel bir isim yazılmak istendiğini varsayıldığında katip, önce bu ismi oluşturan resimleri yan yana çizmeliydi.
Sonra bunu gören kişilerin resimsel özelliklerine aldanıp, "Dağın suyu içilir" gibi, yanlış şekilde algılamalarını önlemek için de, sözcüğün başına, bunların ses değerleri ile okunması gerektiğini gösteren bir uyarı işareti koyulurdu. Determinatif (belirtici) adı verilen bu işaretler, daha sonra çivi yazısının ilerleyen evrelerinde, kadın, erkek, nehir, ülke, şehir vb. özel isimlerinin başına, bazen de sonuna konarak, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. İşte bu gelişmeye, yani sözcüklerin içerdikleri ses değerleri ile okunmaya başlanmasına, "fonetizasyon aşaması" veya "sesleşme evresi" denir. Bu aşama, Uruk III b evresine, yani yaklaşık MÖ 3. bin yılın başlarına rastlar.