Hilâfet
Muhammed'in ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı / From Wikipedia, the free encyclopedia
Hilâfet veya halifelik (Arapça: خلافة), Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife (Arapça: خليفة) unvanını kullanmıştır.
Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti'ni devam ettiren Râşidîn halifelerinin sahabenin önde gelenlerinin seçimi ve biat alma yoluyla; Emevî, Abbâsî ve halife unvanını kullanan sonraki diğer hükümdarlarda ise babadan oğula geçen veraset yoluyla intikal ettiği görülmektedir. 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethiyle Doğu Roma İmparatorluğu'nu yıkıp "Roma İmparatoru" (Kayser-i Rûm) unvanını üstlenmesi gibi 1517'de Yavuz Sultan Selim Ridâniye Muharebesi'yle İslam Devleti'ni devam ettiren Memlûk Devleti'ni yıkıp "İslam Halifesi" unvanını üstlenmiştir ve böylelikle Osmanlı hükümdarları sultan, han ve şah gibi çok sayıdaki unvanlarının yanına halife unvanını eklemiştir.
Halifelik makamının, tek bir toprak parçasından ibaret İslam Devleti'nin yönetim erkiyken, sonradan Papalık benzeri ulusötesi otoriteye sahip dinî-siyasi bir makam olarak algılanmaya başlayıp Sünnilerin veya "tüm dünya Müslümanlarının" temsilciliğine teşebbüs etmesi, Rus İmparatorluğu'nun Osmanlı Devleti'ndeki Ortodoksları himaye etmesini ve Osmanlı Devleti'nin Kırım'daki Müslümanları himaye etmesini sağlayan 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile başlamıştır.[1] Böylelikle 7. yüzyılda Arap coğrafyasının bir bölgesi olan Hicaz'da Muhammed'in liderliğini yürüttüğü İslam Devleti'nde yaşayan ve sayıları henüz milyonları bulmamış insanları yönetmek için kurulup 13. yüzyıla kadar sürekli genişleme eğilimi gösteren Arap İslam İmparatorluğu'nun devlet başkanlığı makamı olan hilâfet, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan çok daha sonra, Sulu Sultanlığı'ndaki Müslümanlara Amerika Birleşik Devletleri yönetimini kabul ettiren[2][3] II. Abdülhamid yönetimi (1876-1909) ve bütün Müslümanları İtilaf Devletleri'ne karşı savaşa teşvik etmek için Mehmed Reşad'a cihad ilan ettiren[4] İttihat ve Terakki yönetimi (1913-1918) tarafından, kıtalararası yetkiye sahip bir kurum veya unvan gibi kullanılmak istenmiştir ancak Arap Ayaklanması örneğindeki gibi başarısız[5][6] olunmuştur. 29 Ekim 1923'te Türkiye'de cumhuriyetin ilanıyla ülkenin devlet başkanlığı makamına kimin, hangi unvanla geçeceği sorunu çözülmüş, birkaç ay sonra, 3 Mart 1924'te ise eski rejimden kalan hilâfet makamı kaldırılmıştır.